
Kahramanımız John'un tarihi oldukça şüpheli. Bu yüzden ilk başta hafiften nazlanıyor anlatmak için, belki de piyasasını yapıyor kim bilir, ama sonra dur durak bilmiyor, anlattıkça anlatıyor. Evde de büyük bir bilim adamı, profesör, akademisyen topluluğu var. Yani 'yeme bizi', 'atıyosun' tarzı ifadeler yerine daha şık argümanlarla karşı çıkabiliyorlar John'a; her ne kadar söylemleri aynı kapıya çıksa da. Bu topluluğun arasındaki diyaloglarla akarken film; tek mekanda geçiyor, buna rağmen zekice yazılmış senaryosuyla o açığı kapatıp, sıkıcı tarih derslerini 'ucundan azcık' anımsatsa da ilgi uyandırmayı başarıyor. Filmin, bilim-kurgu alanındaki diğer yapımlara nazaran 'sudan ucuza' mal edilip, bu denli bir başarı kazanması da başlı başına yaratıcılığın bir zaferi. Velhasıl en dar vakitlerde de olsa, yerli yersiz de olsa; seyretmeden geçmemeli bu hoş filmi...

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder