2 Ocak 2009 Cuma

[Rec]: Kameramla Apartmanda


Yılbaşı gecesi korku filmi izlemek ne denli doğru bir tercih tartışılır. Hele ki When Harry Met Sally/Harry Sally ile Tanışınca ve Before Sunrise/Gün Doğmadan gibi gayet 'şeker şurup' alternatifler de varsa... Ama sonra ne oldu? Kanıma girildi ve evvelden methini pek duyduğum bu korku filmini izlemeye karar verdik. Film çoğu korku filmi gibi 'siz gülün gülün ama sonradan böyle gülemeyeceksiniz nihaha' formunda başladı. Filmin süresi olan 80 dakika boyunca da; arada gözlerini kapatanlar, filmdeki gergin atmosferi dağıtmak için konuşmalarla mevzuyu sulandırıp rahatlamaya çalışanlar, içten içe korkup dışarıya belli etmemek uğruna mutfağa gidiyorum, bir şeyler alıcam bahanesine sığınanlar oldu. Ancak yine de, fena halde konsantre vaziyette seyrettim ben [Rec]/Ölüm Çığlığı'nı. Her detayını, her planını aklıma naklettim ve izlerken de keyif aldım. Ancak hiç korkmadım. Kabul, hafiften tırstırıcı bir etki yarattı; ama korku filmi izleme kültüründen gelen alışkanlıkla yapım hilelerini ya da olay örgüsünü tahmin edebilmeniz filmin gücünü epey azaltıyor. Yalnız bu postun ilk paragrafı da megalomani sınırlarını epey zorladı, o da ayrı bir kabul.

Film bir sunucunun kameramanıyla birlikte, haber yapmak için itfaiye teşkilatını ziyaret etmesiyle başlıyor. Sunucu Angela Vidal ile kameraman Pablo(filmde yüzünü görmeyiz) bir televizyon programı için yapacağı haberde biraz da 'ekşın' olsun hesabı gelen ihbar üzerine itfaiyeyle birlikte göreve çıkarlar. Gittikleri apartmanda kelimenin tam anlamıyla işler çığrından çıkmıştır ve olaylar da hiç beklemedikleri şekilde gelişir. Bu çerçevede, yaşananlar güçlükle de olsa kamerayla kayda alınır ve böylece de gazeteciliğin/haberciliğin ne kadar önemli ve hayati bir iş olduğu vurgulanır. Çeşitli kimyasal çalışmaların, deneylerin insan hayatı için tehdit oluşturabileceği konseptli klişe korku teması bu filmde de işlenir. Bununla birlikte 'real time' olarak gerçekçi bir şekilde akar film; atmosfer, kurgu ve oyunculuklar son derece başarılıdır. Üstelik düşük bir bütçeyle başarılmıştır tüm bunlar. Buradan da bizdeki pespaye muadillerinin, başarısızlıklarına kılıf bulma adına 'bütçe yok' diye ağlanmasının ne denli yersiz olduğunu kanıtlar niteliktedir.

Hiç yorum yok: