
Ara... Ne kadar süreceğini bilemediğim bir ara. İşlerim Mart boyu çok yoğundu zaten şimdi de 10 günlük bir çalışma periyodu bekliyor beni. Sonrası da ne olacak bilmiyorum. Takımdan ayrı düz koşu yapacağım bu sürede. Takıma gireceğim günleri bekleyeceğim, gün sayacağım belki de. Çok film vardır izlenecek, çok film vardır yazılacak. Hepsini ama hepsini yazma isteği duyuyorum. Büyük bir iştah aynı zamanda büyük bir yoğunluk, yorgunluk var üzerimde. Fotoğraf klasik belki, bir film karesinden. Ama bu fotoğrafa, içindeki mutluluğa, hüzünlü gün batımına bakmayı seviyorum. İçimdeki iyimserliğe inanıyorum belki de. Tıpkı Küçük Prens gibi günde defalarca gün batımını seyretmek isterim ben. Neyse kendimden söz açmayı bırakayım, zira post sonlanıyor artık. Bir tarihte bana, ''Bu santranın sebebi hikmeti nedir?'' diye sorulmuştu. Cevaplıyorum şimdi. Bazen maçlar başka bir yerden başlar; başka bir sahadan, başka bir zamandan. Yeni bir maç oynanır ya da bir devre başlar tekrardan. Olur a bazen de golü biz atarız yahut çoktan golü görmüş oluruz kalemizde...
3 yorum:
dolu dolu bir blog..
'gökkuşağının üzerinde gezintiye çıkmak' gibi bir hissi yaşatan herhangi bir yılda herhangi bir mart ayındaki o 'salı' gününe adansın bu film.
ve tabi ki gün batmadan önce izlensin.
i know!
Yorum Gönder